Bugünkü Eskişehir ili, Eski ve Orta çağlarda Yunanca Dorylaion, Latince Dorylaeum ismi ile tanınan bir kentti. Arap kaynaklarında ise şehrin adı Darauliya, Adruliya ve Drusilya olarak verilmiştir. Dorylaion, antik kaynaklarda önemli yolların kavşak noktasında kaplıcaları ile ünlü, ticaret ile zenginliğe kavuşmuş bir Frigya (Phrygia) şehri olarak geçer ve şehrin kurucusu olarak Eretrialı Doryleos gösterilir.
Özellikle Bizans çağında önem kazanan kentte imparator Justinianos'un yazlık sarayının varlığından söz edilir. 19. yüzyılda birçok gezgin ve bilim adamı, bölgeye yaptıklan gezilerin ve araştırmaların sonucunda Eskişehir'in 3 km. kuzeydoğusunda, Porsuk Çayı'nın kuzeyinde yer alan bugünkü adıyla Şarhöyük ören yerinin antik Dorylaion şehri olduğunu saptamışlardır. Burası 17 m. yüksekliğinde, 450 m. çapında Orta Anadolu'nun orta büyüklükteki höyüklerinden biridir. Burada 1989 yılında itibaren Kültür Bakanlığı ve Anadolu Üniversitesi adına Prof, Dr. A. Muhibbe Darga başkanlığında bir ekip tarafından arkeolojik kazılara başlanmıştır. Halen devam etmekte olan kazılarda, höyükte şimdilik Osmanlı Döneminden ilk Tunç Çağı'na kadar geri giden sürekli bir yerleşmenin olduğu saptanmıştır.
Dorylaion - Şarhöyük, Bizans'ın Selçuklulara karşı korunmasında büyük rol oynamış ancak 1176'da Selçuklu Sultanı II. Kılıçaslan'nın Bizans İmparatoru Manuel Komnenos'u mağlup etmesinden sonra kent, Selçukluların egemenliği altına girmiştir. Bundan sonra uzun bir zaman yıkık ve terkedilmiş olan Dorylaion-Şarhöyük'ün yakınında, harabenin güneyinde yeni bir yerleşme kurulmuştur. W. M. Ramsay'in bildirdiğine göre, büyük olasılıkla Dorylaion harabelerine Eskişehir adı verilmiş ve bu ad o zamandan günümüze uzanmıştır.
İlimiz çok eski bir yerleşme merkezidir. Bölgenin ilk yerleşme noktası şimdiki yerin 6 km kuzeyindeki Dorylaion’ dur. Tarihinin çok eski olmasından dolayı da Eskişehir adı verilmiştir.
Yapılan arkeolojik çalışmalar sonucu çıkan eserlerin verdiği bilgilerden, Eskişehir ve yöresinin, M.Ö. 3000 yıllarına kadar varan, eski bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır.
Anadolu’ da M.Ö. 2000 yılında hüküm süren Hititler devrinde de Eskişehir ‘in önemi ve yeri dolayısıyla Eti ‘lik (Beylik) olduğu görülmektedir.
M.Ö. 1200 yılından sonra Frigler Anadolu’ya girmiş ve Eskişehir bir Frig şehri olarak Dorylaion adı ile kurulmuştur.
Friglerden sonra şehir Lidyalıların, M.Ö. 546 yılında da Perslerin hakimiyetine girmiştir.
M.Ö. 334 yılında İskender’in eline geçen Eskişehir, İskender’ in ölüm tarihi olan M.Ö. 323 yılına kadar Hellenizm dönemini yaşamıştır. Greklerin, Anadolu’ ya bu devirde, kitleler halinde gelip yerleştikleri, tarihi belgelerden anlaşılmıştır.
M.Ö. 190 yılında Romalıların eline geçen Eskişehir, Roma’ nın M.S. 395’ de ikiye bölünmesine kadar Roma İmparatorluğu ’nun, sonra da Bizanslıların idaresinde kalmıştır.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu zamanında doğudan gelen bir çok Türk Boyları, Bizanslıların zayıflığından da istifade ederek Doğu Anadolu’ ya yerleşmeye başladılar. Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ ın 1071 ‘de Malazgirt Savaşını kazanmasından sonra Türklere bütün Anadolu kapıları açıldı. Süratle ilerleyen Türk orduları 1074 ‘de Eskişehir’i aldılar. Bundan sonra Eskişehir, doğudan devamlı gelen boylar için bir yerleşme noktası oldu.
Eskişehir, Anadolu Selçuklularla Haçlılar arasında yapılan kanlı savaşlara sahne olmuştur.
Eskişehir Anadolu Selçuklularının kuruluşundan yıkılışına kadar bir Selçuklu şehri olarak kaldığı halde, bu savaşlar nedeniyle fazla Selçuklu eseri yapılamamıştır.
Anadolu Selçuklularının tarihi eserleri, o devirde uzun süre uç beyliğin merkezi olan Sivrihisar’ da görülür.
Osmanlı Devletinin Kurucusu Osman Bey, 1284 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Mesut tarafından gönderilen fermanla aşiret reisliğinden çıkarak uç beyi olmuştur. Osman Bey, uç beyi olduktan sonra, gün geçtikce kuvvetlenmiş ve 1289 yılında hakimiyet sahasına Eskişehir ve İnönü’ yü de katmıştır.
Osmanlıların ilk zamanlarında, devletin kuruluş merkezlerinden birisi olması sebebiyle Eskişehir’e yakın ilgi gösterilmişse de Duraklama ve Gerileme devirlerinde pek ilgi gösterilememiştir. Bu nedenle Eskişehir, yakın zamana kadar gelişememiştir.
Şehir, ancak 1877-1878 Osmanlı - Rus harbinden sonra muhacirlerle beraber kalabalıklaşmaya başlamış ve gelişmiştir. Eskişehir’ in asıl gelişmesi demiryolunun işletmeye açılmasından sonra olmuştur.
Bugün Türkiye’nin sayılı merkezlerinden olan Eskişehir, Fatih’in ilk zamanlarına kadar Ankara Beyliğine bağlı olarak kalmıştır. 1451 yılından sonra Kütahya’ nın Beylerbeylik haline gelmesi üzerine Anadolu İdari Teşkilatında değişiklik olmuş; bu arada Ankara’ ya bağlı bulunan Eskişehir, Kütahya Beylerbeyliğine bağlanmıştır.
1841 yılından sonra değişen idari taksimatta Eskişehir, merkezi Bursa olan Hüdavendigar eyaletine bağlanmış ve 1923 yılına kadar Kaymakamlıkla idare edilmiştir.
Yurdunuzu yönetmek mi istiyorsunuz?
Bize Ulaşın!Üniversite Yurtları sana en uygun yurdu
bulmana yardımcı olur.
Hemen ara!
İSTANBUL
ANKARA
İZMİR
ANTALYA
ESKİŞEHİR